Eski gazeteci ve Ak Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, tatil yaptığı Monaco’da yediği ıstakozun fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşması ile muhabbetlerimizin ortasına oturan “İstakoz Gündemi”yle ilgili yazmadan geçemeyeceğim.
Şebnem Hanım paylaştığı fotoğraf karesiyle en çok eleştiriyi Ak Parti içinden aldı. Öyle ki, 31 Mart Yerel Seçimlerinin faturası kendisine kesilecek kadar…
“Yapılan eleştiriler haklı mıydı, haksız mıydı?”dan öte ben fotoğraf karesi sonrasını değerlendirmek istiyorum. Olayın sosyolojik boyutunu bir kenara koyarsak, bir yanlış veya hatadan daha önemli olan sonrasında gösterilen davranıştır.
Öncelikle Şebnem Hanım’ın ıstakoz karesinin ardından paylaştığı özür metniyle başlayalım.
Kendisi şöyle diyor: “Yoğun geçen seçim çalışmalarımız ardından yurtdışında yaşayan ailem ve yeğenlerimle bayram tatilini geçirmek üzere gittiğimiz bir restoranda hiç âdetim olmayan bir yemek paylaşımı yapmam kamuoyunda haklı tepkiye sebep olmuştur. 30 yıllık gazeteci ve şimdi de milletvekili olarak sosyal medya paylaşımlarımda bugüne kadar yapmadığım bu hata için tüm kamuoyundan özür dilerim. Mensubu bulunmaktan onur duyduğum partim ve yolunda yürümekten her nefesimde şeref duyduğum Sn. Cumhurbaşkanımızın da bu sebeple hedef alınmasından dolayı üzüntüm sonsuzdur. Asla kötü niyet taşımayan ve yazılan hiçbir ücretle yakından uzaktan ilgisi olmayan yiyecek ve konuyla ilgili samimi üzüntümü ifade ederken, bunu fırsat bilip Antalya’daki teleferik faciasını unutturmak üzere gündem değiştirmeye çalışanları da çok iyi anlıyorum! İstanbul’un göbeğinde 29 insanımızın hayatını kaybettiği, Antalya’da göz göre göre ihmal sonucu günahsız insanlarımızın hayatını kaybettiği, yaralandığı ve saatlerce mahsur kaldığı elim olayla ilgili tek bir söz etmeyenlerin, ne amaçla bu olayı çarpıttığını da biliyoruz!”
Şebnem Hanım mealen “Ben bir fotoğraf paylaştım, doğru değildi ama bunu kullanarak, İstanbul’daki yangını, Antalya’daki teleferik faciası unutturarak gündem değiştirmek isteyenler var.” diyor. Bayılıyorum bu laf sokarak paylaşılan zoraki özür metinlerine… Bir adım sonrası yok.
Bir adım sonrası ne mi?
- Madem ülkenizde yaşanmış iki facia var; siz bu ülkenin bir vekili olarak, aileniz ve yeğenlerinizle gittiğiniz restoranda yemek yediğiniz fotoğraf karesini neden paylaştınız?
- Yaşanan facialar Ak Parti’nin almış olduğu illerde yaşansaydı yine aynı ifadeleri kullanabilecek miydiniz?
- Tayyip Bey’den özür dileyip meclis koltuğuna otururken gerekenden fazla bir neşeyle poz vermek, tebrik tokalaşmalarında bulunmak nedir?
Ak Parti vekilleri ve teşkilat çalışanlarının çoğunun sorunu, Tayyip Bey’i anlamamaları ya da anlamak istememeleri… Yapıp yapıp özür diliyorlar ama olayın özünü anlamıyorlar. Yahu adam, sizden millete karşı mütevazı olmanızı istiyor.
Hakikaten merak ediyorum, sizin Tayyip Bey’in karşısında eğilen başınız neden vatandaşın karşısında eğilmiyor?