05/10/2024

Yaşlanıyoruz ve sistemimiz buna hazır değil

Yaşlı nüfus artışı Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü.  Özellikle büyükşehirlerde bakıma ihtiyacı olan yaşlıların ve yakınlarının durumu zor. Bunu bakıma ihtiyacı olan Alzheimer hastası annemle yaşadığım tecrübe ve sosyal çevremde şahit olduğum hikayeleri bilmem sebebiyle söylüyorum.

Geçtiğimiz günlerde yatağa bağımlı yaşlı komşum aradı ve “Bana bakıcı bulabilir misin Ayşe?” diye sordu. Bütçesini sorduğumda “10 bin küsur maaş alıyorum, 6 bin civarında verebilirim.” dedi. Üzülerek kendisine bu parayla değil yatılı , gündüzlü yardımcı bile

Çocuklarını tanıyorum ve  geleneksel tabirimizle hepsi hayırlı evlat kategorisinde.  Nöbetleşe annelerine bakıyorlar.

Lakin insanlar yaşlanınca evlerinden başka bir yerde olmak istemiyorlar. Çocuklarının ise  aileleri ve düzenleri var, annelerinin yanında kalmak istemiyorlar. Yani tam anlamıyla kısır döngü.

Türkiye’de yatılı bakıcı hizmetleri ağırlıklı olarak Özbekistan ve Türkmenistan vatandaşlarının kontrolünde. Piyasayı dolar üzerinden kendileri belirliyor ve gittikleri evde istedikleri parayı almalarına rağmen daha fazla para veren olursa arkalarına bakmadan gidiyorlar. An itibarıyla piyasa 30 bin TL’den başlıyor. Emekli maaşlarımız malum.

“Devletimiz bakıma ihtiyacı olan kişinin yakınına maaş veriyor.” diyebilirsiniz. Birlikte bakım ücreti talep eden kişinin şartlarına bakalım;

Bakım parası almak için başvurduğunuzda gelir durumu, mal varlığı, tapu kayıtları gibi bilgilerin araştırılmasını ve müracaatınızda değerlendirilmesi için onay veriyorsunuz.

  • Sağlık kurulundan alınan rapor ve bakıma ihtiyacı olduğuna dair doktor imzası,
  • Hanedeki herkesin, her türlü gelirinin hanedeki kişi sayısına bölündüğünde, kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 2/3’ünden fazla olmaması gerekiyor.

Bütün şartları sağladığında hasta bakan kişinin alacağı para 9 bin küsür  TL. Bununla birlikte hastasının ilaçlarının takibini, raporlamasını yapması da gerekiyor. 112 dışında doktora götürmesi gerektiğinde de kendi imkânlarıyla götürmesi gerekiyor.

Çok samimi söylüyorum bu politikayla ve bu ekonomik koşullarla bu işi kotarmamız mümkün değil. Yakın gelecekte büyük sorunlar bizi bekliyor. Daha yeni, Muğla’da çocukları tarafından sokağa terk edilen kadının hikâyesini okuduk.

Avrupa’da yaşlı nüfus bizden daha çok. Onların politikaları nasıl diye merak ettim ve Almanya’da yaşlı bakımı yapan bir Türk’le konuştum. Örnek olması açısından yazmak istiyorum. Sistemleri şöyle işliyor;

Bakıma muhtaç olan kişi veya yakını yaşlı ve engelli bakımlarıyla ilgilenen özel bir şirketi arıyor. Şirket kişinin durumunu tespit etmek için evine bir görevli gönderiyor. Gelen görevli hastanın bakıma ihtiyaçlık durumunu belirliyor. 1’den 5’e kadar derecelendirme var. 5. Derece üst seviyle, bizdeki yüzde 90 engelin karşılığı.

Şirket görevlisinin tuttuğu rapora uygun olarak bir kişi görevlendiriyor. Eğer hastanın bakımını bir kişi yapamayacak ise iki kişi görevlendiriyor. Bunu evde bakıma ihtiyacı olan kişinin çocukları varsa da yapıyor.

Bakıma ihtiyacı olan kişinin ve yakınının maaşını sorulmuyor, hesaplanmıyor.

Tek kriter; Kişinin bakıma ihtiyacı olması.

Hastaya bakan kişinin parasını şirket ödüyor. Şirket bu parayı sigortadan alıyor.

Hasta bakan Türk vatandaşımız şöyle anlatıyor:

“Şirketimizi bir talep geldiğinde, deneyimimize ve çalışma saatlerimize göre görevlendiriliyoruz. Ben yatılı hasta bakmıyorum. Part-time çalışıyorum. Ortalama 20-28 hastam var. Vardiyalı çalışıyoruz. Bazı hastaya her gün bazı hastaya haftada bir gün gidiyorum. Mesela bir hastamın sadece ilaçlarını vermek için veya insülinini takip gidiyorum. Bazı hastamın haftada bir banyosunu, bazı hastamın da her günlük temizliğini yapmak için gidiyorum. Hastamın ilacı bittiğinde ilaç veya raporlama işlerini ben takip ediyorum. Beze, ilaca ihtiyacı olursa, hastamın doktorunu arıyorum ve ilaçları takviye ediliyor.  Şayet  yaşlı bireyin evinin fiziki şartlarında zorlayıcı durum varsa belirli bir bütçeye kadar gerekli düzenlemeyi devlet karşılıyor.”

Durum böyle…

 

Not: Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’nin nüfusu hızla yaşlanıyor. 2023 yılı verilerine göre 65 yaş ve üzeri nüfus, 8 milyon 722 bin 806.

Yaşlı nüfusun 3 milyon 880 bin 356’sının erkek, 4 milyon 842 bin 450’sinin kadın.

Yaşlı nüfusun en çok olduğu iller şöyle; İstanbul, Ankara, İzmir.

Yaşlı nüfusun en az olduğu iller ise; Bayburt, Hakkâri ve Kilis.